İçeriğe geç

Hallac ı Mansur ne zaman öldü ?

Hallac-ı Mansur Ne Zaman Öldü? Bir Efsanenin Sonu

Herkese merhaba! Bugün, tarihin en renkli ve bir o kadar da dramatik karakterlerinden biriyle, Hallac-ı Mansur ile ilgili bir yolculuğa çıkıyoruz. Belki adını duydunuz, belki de bir sohbet esnasında karşılaştınız, ancak Hallac-ı Mansur’un hayatı, ölümü ve mirası, derin anlamlarla dolu bir hikaye. Peki, bu derinliğin içinde bir soru var: Hallac-ı Mansur ne zaman öldü?

Siz de bu sorunun yanıtını merak ediyorsanız, doğru yerdesiniz! Gelin, Hallac-ı Mansur’un yaşamına, ölümüne ve onun düşündürdüklerine birlikte göz atalım.

Hallac-ı Mansur: Bir Dönemin Cesur Sözcüsü

Hallac-ı Mansur, 9. yüzyılda yaşamış ünlü bir İslam mutasavvıfı ve düşünürdür. Onun adı, özellikle “En-el-Hakk” (Ben Hakk’ım) sözleriyle özdeşleşmiştir. Bu söz, hem derin bir tasavvufi anlam taşır hem de dönemin dini otoritelerinin dikkatini üzerine çeker. Bu iddia, halk arasında onun “tanrılık” ile suçlanmasına yol açacak kadar etkili olmuştur.

Hallac-ı Mansur’un felsefi yaklaşımı, bir taraftan ilahi aşkı, diğer taraftan da insanın Tanrı ile birliğini savunuyordu. Kendisini “Hakk” olarak görmesi, aslında Tanrı ile insan arasında hiçbir mesafe olmadığını vurguluyordu. Tabi, o dönemdeki dini gelenekler, bu tür iddiaları oldukça tehlikeli ve sapkın olarak kabul ediyordu.

Hallac-ı Mansur Ne Zaman Öldü?

Ve şimdi, tüm bu hikayenin en çarpıcı noktalarından birine geliyoruz: Hallac-ı Mansur’un ölümü. Mansur, 922 yılında, dönemin Abbâsî halifesi el-Mu’taz’ın hükümetine karşı geleneksel İslam düşüncesine meydan okuduğu için idama mahkûm edilmiştir. Ancak öldüğü tarihe dair bazı farklı rivayetler bulunsa da, genellikle 922 yılı, onun ölüm yılı olarak kabul edilir.

Hallac-ı Mansur’un ölümü, yalnızca bir fiziksel son değil, aynı zamanda fikirlerinin de öldüğü bir anı simgeliyor. O dönemin yöneticileri, ona halkı yanlışa yönlendiren bir sapkın olarak bakıyorlardı. Bu, onun ölümüne giden yolu hazırladı.

Hallac-ı Mansur’un Ölümü: Bir Diriliş Mi?

Peki, Hallac-ı Mansur’un ölümünün ardında sadece bir ceza var mıydı? Yoksa bu olay, bir anlamda onun öğretilerinin daha da derinleşmesine mi yol açtı? Hallac-ı Mansur’un idamı, sadece fiziksel bir ölüm değildi, aynı zamanda onun fikirlerinin halk arasında daha fazla yankı bulmasına neden oldu. Bugün, onun sözleri ve yaşamı hala pek çok insan tarafından ilham kaynağı olarak görülüyor.

Ölümünden sonra, Hallac-ı Mansur, özellikle tasavvuf geleneği içinde ve sonrasındaki yüzyıllarda bir efsane haline geldi. Onun hayatı, ölümünden sonra yeni bir anlam kazandı. Hallac’ın “Ben Hakk’ım” dediği an, bazılarına göre gerçek bir özgürlük ilanıydı. İnsanlık, her zaman Tanrı ile bir olmayı dilemişti ve Hallac bunu çok açık ve cesur bir şekilde ifade etmişti.

Gerçek Dünya ve Hallac-ı Mansur: Düşüncelerinin Etkisi

Hallac-ı Mansur’un ölümünden yüzyıllar sonra, onun fikirleri hala günümüzde çok tartışılmakta. Hatta bazı düşünürler, Hallac-ı Mansur’un ölümünün, bugünkü özgürlük ve kendini ifade etme arayışının temel taşlarından biri olduğunu öne sürerler. Onun hikayesi, bazen çok cesur bir insanın kendi doğrularını savunmasının bedelini ödemesi olarak görülse de, aslında bir halkın özgürlük ve sevgi adına ödeyeceği bedelin bir sembolüdür.

Tarihsel olarak, Hallac-ı Mansur’un idamı, halktan duyduğu derin sevgi ile zenginleşen bir trajedidir. Çünkü ölümünden sonra bile, adının anıldığı her yer ve her dönemde, insanlara kendi iç yolculuklarında ilham vermeye devam etti. Onun “En-el-Hakk” (Ben Hakk’ım) sözü, hem metafizik bir öğretiyi hem de felsefi bir gerçeği yansıttı. Yani, bu sadece onun bir ölümünü değil, aynı zamanda düşüncelerinin, öğretilerinin “dirilişi”ni simgeliyordu.

Sonuç: Hallac-ı Mansur’un Mirası

Hallac-ı Mansur’un ölümü, bir son değil, bir başlangıçtır. O, sadece bedeninin son bulduğu bir anı yaşamakla kalmamış, aynı zamanda fikirleriyle çok daha uzun bir süreye damgasını vurmuştur. Onun hayata ve Tanrı’ya dair söyledikleri, özellikle modern dünyada hala sorgulanmaktadır.

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Hallac-ı Mansur’un ölümünden sonra bıraktığı miras hakkında ne hissediyorsunuz? Onun “En-el-Hakk” sözünü, bu çağda nasıl anlamlandırıyorsunuz? Yorumlarınızı merakla bekliyorum!

8 Yorum

  1. Ayaz Ayaz

    Hallâc’ın türbesi Bağdat ‘tadır. Birçok İslam ülkesinde türbeleri vardır. Bunların hepsi makamdır. Alevi inancında “Enel Hak” ifadesi, “ Ben Hakk’ım ” anlamına gelir ve tasavvufi bir kavramdır. Bu ifade, kişinin Hakk (Allah) ile birliğini, Yaradan ile ayrılmaz bir bütün olduğunu dile getirir. Panteistik bir yaklaşımla, insanın ruhunun Hakk’ın bir yansıması veya parçası olduğu ifade edilir. 15 Haz 2025 Alevi inancında “Enel Hak” ifadesi, “Ben Hakk’ım” anlamına … – Instagram Instagram …

    • admin admin

      Ayaz! Katılmadığım taraflar olsa da görüşleriniz bana ışık tuttu, teşekkür ederim.

  2. Nazlıcan Nazlıcan

    Hallac-ı Mansur düşüncesine göre; insan Tanrının bir yansımasıdır. İnsan Tanrıdan ayrı düşünülemez ve eğer insan kalbini kötülüklerden arındırırsa Tanrı ile bütünleşebilir . Nûriyye adıyla bilinen tasavvufî bir akımın öncüsü. Riyâzet ve tevekküle önem vermesiyle tanınan ilk dönem sûfîlerinden. İlk devir sûfîlerinden. Sûfînin vecd ve istiğrak halinde söylediği, muhtevasında bir iddia bulunan söz anlamında tasavvuf terimi.

    • admin admin

      Nazlıcan! Değerli yorumlarınız, yazıya metodolojik bir sistem kazandırdı ve bütünlüğünü sağladı.

  3. Goncagül Goncagül

    Alevi inancında “Enel Hak” ifadesi, “ Ben Hakk’ım ” anlamına gelir ve tasavvufi bir kavramdır. Bu ifade, kişinin Hakk (Allah) ile birliğini, Yaradan ile ayrılmaz bir bütün olduğunu dile getirir. Panteistik bir yaklaşımla, insanın ruhunun Hakk’ın bir yansıması veya parçası olduğu ifade edilir. Hallâc-ı Mansûr, “Ene’l-Hak” sözünü söyleyince tasavvuf ilmine vâkıf olmayan zâhir ulemâ bu söze şiddetle karşı çıktı . Sözünü Halîfe Mu’tasım’ın yanına götürerek fesâd çıkardılar.

    • admin admin

      Goncagül!

      Tam uyum sağlamasam da katkınız için minnettarım.

  4. Nesrin Nesrin

    Hanefi kadısı İbn Bühlûl’ün muhalefetine rağmen bu hüküm diğer kadılara ve şahitlere imzalatıldıktan sonra Halife Muktedir-Billâh tarafından tasdik edilince Hallâc, 922 tarihinde Bağdat’ın Bâbüttâk denilen semtinde önce kırbaçlandı; burnu, kolları ve ayakları kesildikten sonra idam edildi. Kendisinin ölümü ve idâmı böyle cereyân etmiştir. Nitekim Hallâc-ı Mansûr Allahü teâlânın aşkı ile kendinden geçtiği bir sırada; “Enel-Hak= (Ben Hakkım)” sözünü söyledi.

    • admin admin

      Nesrin! Her noktada aynı düşünmesek de katkınız için minnettarım.

Nazlıcan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
ilbet yeni giriş adresicasibom