İçeriğe geç

3 göz kapanır mı ?

Toplumsal Görmenin Derinliği: 3 Göz Kapanır mı?

Bir araştırmacı olarak toplumsal hayatı gözlemlediğimde, insanların sadece gördükleriyle değil, görmezden geldikleriyle de kim olduklarını anlarım. Görmek kadar “kapatmak” da bir eylemdir; gözün kapanışı, bazen bir savunma, bazen bir kabulleniş, bazen de bir direniştir. “3 göz kapanır mı?” sorusu ilk bakışta mistik ya da biyolojik bir merak gibi görünse de, aslında sosyolojik bir sorgulamadır. Çünkü bu soru, bireyin toplumsal gerçekliğiyle kurduğu ilişkinin derinliğine dair çok şey söyler.

Üçüncü Göz: Görmenin Ötesinde Algı

Fiziksel olarak iki gözle dünyayı görürüz; üçüncü göz ise sezgisel, ruhsal ve toplumsal farkındalığı temsil eder. Ancak bu üçüncü gözün kapanması, sadece bilinçle ilgili değildir. Toplumsal normlar, kültürel kalıplar ve cinsiyet rolleri bu gözün açıklığını belirler.

Toplum bireye neyi görmesi gerektiğini öğretir. Kimi zaman bu öğreti, hakikatin üzerini örter. İnsanlar toplumsal düzeni korumak uğruna, “fazla” gören gözlerini kapatmayı öğrenirler. İşte “3 göz kapanır mı?” sorusu, tam da bu öğrenilmiş körlüğü sorgular.

Toplumsal Körlük: Görmemeyi Öğrenmek

Toplumlar, bireylerine sadece nasıl davranacaklarını değil, neye bakacaklarını da öğretir. “Bak ama görme” biçiminde bir norm, özellikle ataerkil ve hiyerarşik yapılarda güçlüdür.

Bir kadın, yaşadığı eşitsizliği “normal” sayar. Bir erkek, kadının sessizliğini “uyum” olarak yorumlar. Böylece iki taraf da aynı manzaraya bakar ama farklı şeyler görür. Üçüncü göz —yani toplumsal farkındalık— kapanmış olur.

Bu durum, toplumsal huzurun değil, bastırılmış gerçekliğin sonucudur. Görmemek, geçici bir konfordur. Çünkü toplumsal yapı, gözlerin kapanışını bir “itaat biçimi” olarak üretir. İnsan, rahatsız olmamak için farkındalığını kısmaya meyillidir. “3 göz kapanır mı?” sorusu, işte bu farkındalık kaybına karşı bir uyarıdır.

Cinsiyet Rolleri ve Görmenin Sınırları

Toplumsal cinsiyet, bireyin neyi göreceğini de şekillendirir. Erkekler genellikle yapısal işlevlere odaklanır: düzen, iş, statü ve güç. Kadınlar ise ilişkisel bağlara yönelir: duygusal denge, bakım, topluluk. Bu ayrım, hem gözün yönünü hem de kapanma biçimini belirler.

Bir erkek, sistemin işleyişine zarar vermemek için adaletsizliği görmezden gelir. “Benim görevim düzeni korumak,” der. Bu onun üçüncü gözünü kapatan bir mekanizmadır.

Bir kadın ise ilişkilerin bozulmaması için sessiz kalır. “Ses çıkarırsam kırılırlar,” der. Bu da onun sezgisel gözünü kısmaya yol açar.

İki durumda da, farkındalık bir tür toplumsal huzur adına feda edilir. Fakat uzun vadede bu körlük, hem bireysel kimliği hem de toplumsal vicdanı zayıflatır.

Kültürel Pratikler: Gözün Açılıp Kapanma Ritüelleri

Kültürel pratikler, üçüncü gözün nasıl çalıştığını belirleyen görünmez kodlardır. Bazı toplumlarda susmak, bilgelik sayılır; bazılarında ise korkunun ifadesidir.

Çocuklar büyürken, “Büyüklerin işine karışma” denilerek farkındalıkları bastırılır. Kadınlara “fazla sorgulama”, erkeklere “duygusal olma” mesajları verilir. Böylece üçüncü göz —yani sorgulama, sezme, empati— bilinçli olarak kapatılır.

Bu kapanış bir anda gerçekleşmez; kuşaktan kuşağa aktarılan bir kültürel devinimdir. Her toplum, kendi körlük biçimini yeniden üretir.

Üçüncü Gözün Yeniden Açılması

Peki, kapanan üçüncü göz açılabilir mi?

Evet, ama bunun yolu cesaretten geçer. Toplumsal retinanın değişmesi, bireyin kendi algısını sorgulamasıyla başlar. “Ben neyi görmüyorum?”, “Görmemem kimlerin işine yarıyor?” gibi sorular, farkındalığın ilk adımıdır.

Üçüncü göz, bir sezgi organı değil; bir toplumsal bilinç alanıdır. Kadın kendi sessizliğini, erkek kendi körlüğünü fark ettiğinde, toplumun da göz kapakları aralanır.

3 Göz Kapanır mı? Yoksa Sadece Uyur mu?

Belki de üçüncü göz tam anlamıyla kapanmaz, sadece uyur. O uyku, toplumun ritmine göre derinleşir ya da hafifler. Değişim, bu gözün yeniden uyanmasıyla başlar.

Bir toplumun adalet duygusu, empati kapasitesi ve dönüşüm gücü, aslında bu gözün açıklığıyla ölçülür. Göz açık olduğunda, birey sadece kendini değil, ötekini de görür. Göz kapandığında ise herkes kendi karanlığında kalır.

Sonuç: Görmemek Bir Seçimdir

“3 göz kapanır mı?” sorusu, aslında “Hakikati ne kadar görmek istiyoruz?” demektir. Toplumsal normlar bize çoğu zaman görmemeyi öğretir; cinsiyet rolleri ise bu körlüğü meşrulaştırır.

Erkek yapısal düzeni korumak için, kadın duygusal dengeyi sağlamak için gözünü kapatır. Fakat toplumsal ilerleme, bu gözlerin yeniden açılmasına bağlıdır.

Okuyucu olarak sen de düşün: Hangi gerçekleri görmemeyi seçiyorsun? Kimin sessizliğine, hangi adaletsizliğe gözünü kapatıyorsun?

Belki de üçüncü göz, sadece “bakmak” değil, “görmeye cesaret etmek”tir. Çünkü her birey kendi gözünü açtığında, toplum da biraz daha aydınlanır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort deneme bonusu veren siteler 2025
Sitemap
ilbet yeni giriş adresiprop money